Eve dönüyordum. Bir park gördüm. Oturdum. Yorulmuş da değildim ya da ben anadan doğma yorgundum. İnanın bilmiyordum. Etrafımda kimsecikler yoktu. Galiba herkes sıcacık evinde ailesiyle oturuyordu. Eve gidince bir ailem var mıydı bilmiyordum. Birbiriyle iki çift laf etmeyen insandan aile olur muydu ki? Emin değildim. İnanın bilmiyorum, inanın. Çocukluğumu özledim parkta otururken. Salıncakta bulutlara ulaşmaya çalışırdım. Kaydıraktan kayarken cızır cızır elektriklenirdi, huylanırdım. Mutlu olurdum parkta. Çocukken hep mutlu sanırdım kendimi ya. Büyümüştüm müydü ben? Neden büyümüştüm? Neden hep o küçük, her şeyden habersiz çocuk olarak kalmamıştım? Neden şimdi anlaşılmak için çabalıyordum. Oysa çocukken kim bana anladım derse gerçekten anladı sanardım. Şimdi anladım diyenlerin aslında beni hiç anlamadıklarını görüyorum. Şimdi nerede bir çocuk görsem, büyüdüğüme ağlarım. Belki de içim hep küçük kalmıştı da ona ağlıyordum. Kimsesiz oluşuma ağlıyor da olabilirdim. İnanın bilmiyorum. İnanın.
top of page
bottom of page